Türkiye dün de ayaktaydı. On binlerce vatandaş, Apo'ya kucak açan İtalya'yı lanetleyen protesto gösterileri düzenledi. Sadece Kayseri'deki mitinge yaklaşık 130 bin kişi katıldı. İtalyan mallarını boykot çağrıları yapıldı ve öfke sloganları atıldı.
Herkes sinirili, tepkiliydi. İtalya tasarımlarını daha ucuz dikip, Ruslara satan bir sektör olarak toplantı yapma gereği duymuştuk. Tepkimizi İtalyan Deri Organizasyonlarına alınmış, kızgın mektuplar yazarak gösterecektik.
Yönetim Kurulu toplantısı bitmek üzereydi, önemli gündem maddesi ardından içilen sigaralar, demli, çaylar eşliğine çok yoğun tartışılmıştı. Zaten Rus piyasası krizdeydi, koleksiyonlar satmıyordu, üstüne İtalya krizi çıkmıştı, herkesin morali bozuktu.
Mardinli ailesi çok eskiden beri Deri Sanayi
işinde olan, konfeksiyoncuları hafif küçümseyen, varlıklı, uzun süredir İstanbul'da olmasına
ramen aksanını hiç değiştirmemiş S. bey ile makinecilikten şirket sahipliğine çıkmış
Karadenizli K. bey arasında hep bir çekişme vardı ama sözlü sataşmalar, laflar genelde
önemsenmez hatta eğlenceli sayılırdı.
"Anladım İtalyayı protesto ediyoruz,
İtalyan malı almıyoruz da sen niye dükkanının adını siyah muşamba ile kapadın,
İtalyan mısın sen?" diye takılmıştı S.
bey toplantı başında. Tüm üyeler gülünce de K. Bey çok bozulmuştu.
"İtalyan adı ama benim dükkanın
adı" demişti kızgın.
Başkan ikisinin fazla konuşmasını
engellemiş, gündem maddeleri üzerinde konuşmaya başlamıştı.
Toplantı bitiminde tasarımcı bir üyenin nereden
aklına geldiyse
"İtalya'yı protesto ediyoruz da, düğme,
fermuarda mı almayacağız ? Ceketleri satamayız İtalyan aksesuarsız"
demişti.
"İtalyan hiç bir şey almayalım, satmayız beğenmeyene de " demişti K. bey, gür sesiyle.
" Adını kapadın ya muşambayla... .Alem protesto gördü zati."elinde tesbih S. Bey kıkır kıkır gülüyordu.
"Beğenemedin mi, sen de kapatsaydın
ya.."
"Benim dükkanın adı artist adı
değil ki, Üstelik o adam Amerikalı, yani İtalyan bile değil. Çakma İtalyan, Artist işte "
K. bey ayağa kalktı, kıpkırmızı olmuştu, bıyıklarını burdu, salonun ortasında bir dönüp, halis kuzu derisi ceketini çıkarıp, S'ye kor alev bakışlar fırlatarak, yere fırlattı.
Bir üye ani bir refleksle panikle beni odadan çıkardı. Devrilen sandalyeler, bağrışlar, küfürler, dernek sekreteri ile endişeyle öteki odadan dinliyorduk.
Ani bir sessizlik oldu, kapı açıldı, önce S bey çıktı gitti, öfkeli, başkan ve
genel sekreter peşinden hızla derneği terk ettiler. Olaya dahil olmak istemeyen üyeler telaşla
ayrıldı, en sona K bey ile yine Karadenizli A. bey kalmıştı. Giderken K bey
hala söyleniyordu,
"Sonuç olarak o Artist te İtalyan asıllı değil mi, benim dükkanın adı İtalyan yani..."
Yorumlar
Yorum Gönder