Tren bana hep şubat tatillerini hatırlatır, gar çok soğuktur, kurum kokusu genzimi yakar, annem telaşlıdır, bavulumuz çok ağırdır, babam taşırken söylenir. Trene bindiğimde o soğuktan sonra sıcak hava birden beni sersemletir. Trenler hep sıcak, çok sıcaktır. Yerlerimize yerleşiriz, babam tren kalkmasına yakın veda edip, trenden çıkar, camdan yolcularını uğurlayanları seyretmeye bayılırım. Yavaş yavaş hareket eder tren, trenin o cuf cuf sesleri yolculuğun heyecanıdır benim için. her istasyonun adını okumaya çalışırım, o İstasyon binalarına hayranımdır. Tarlalar, atlar, inekler... Karayolu ile paralel giderse tren, arabaları seyrederim, bizi izleyen ve geride kalanları... hem zemin geçitte trenin o düdüğü irkilmeme sebep olur hep. Bir de tunellerden korkarım, kocaman bir dağ treni yutuyor gibi gelir. Tren o tünelde sarsılar, lambaların ışıkları titrer, kalbim delice atar, yok bu defa çıkamayacağız, karanlıkta kaybolup gideceğiz derken birden ışığa kavuşmak tarif edilemez bir duygu
Yazmak her zaman tutkum olmuştur.2008 yılından beri blog yazıyorum.