Işın Güner Tuzcular KUZGUNCUK'TA Tıkış tıkış bir otobüs, milim milim ilerleyen trafik. "Ah, tren kaldırılmamış olsaydı, Sirkeci'ye gitmek ne kolaydı," diye söyleniyorum. Önünde durduğum koltuktaki çocuklu kadın kalkmak için hamle yapıyor "Daha Yenikapı'ya çok var," diyor yanındaki adam. Bir an şeytan dürtüyor. Yenikapı'da insem, Üsküdar'a tüp geçitle geçsem mi? Denizin dibinin de, dibinde olma düşüncesi içimi karartıyor. Kadın inince onun yerine oturuyorum Eminönü Üsküdar vapuru alışılmadık ölçüde tenha. Bedava diye herkes denizin dibinde mi ne? Evelsi gece Marmararay'da bir adam "Tüpün içinde camdan bir yer yapsalar denizi görsek" diyordu. Basınç falan diyen televizyoncuya da cevabı yapıştırdı. "Ben inşaat ustasıyım, yapılabilir." Kuzguncukta ilk Ahmet bey'i görüyorum. Buluşma öncesi oturup bir çay içiyoruz. Sonra Harika'yı görüyoruz. Cihangir gezisinde camileri karıştırmıştık, bu
Yazmak her zaman tutkum olmuştur.2008 yılından beri blog yazıyorum.