Bu aralar az yazıyor ama çok kitap okuyorum. Birden fazla kitabı da aynı anda okuma gibi bir huyum olduğu için kafam da karışmıyor değil:)) Geçen hafta dolmuşta Taksim'e giderken, kafede oturuken, orda burada bir Meksikalı yazar Mario Bellatin'in Çin Daması'nı kitabına başladım, küçük bir kitaptı ve bir çırpıda okurum diye düşünmüştüm. Güney Amerikalı yazarları da oldum olası severim ama Bellatin çok farklı yazıyor. Bir süre sonra dolmuşta okuduğum bölümleri yeniden okudum. Üzerine düşündüm. Hala içinden çıkamadığım cümleler var. Çok sade bir dille sanki sıradan ve sıkıcı ve çok olağan şeyler yazıyormuş gibi görünen ve cümleyi okuyup, tekrar okuyup nasıl yani? diye düşündüğünüz bir kitap. Önce baş kahraman yaşlanmakta olan başarılı jinekololoğun iç sıkıntılarını anlatılıyor diye sakin sakin okumaya başladığım kitap inanılmaz bir orta sınıf eleştirisi haline dönüştü.Sonra ürpetici bir hal aldı. İçinde barındırdığı sembolleri, yalın anlatımıyla kısa, vurucu ve klasik ol
Yazmak her zaman tutkum olmuştur.2008 yılından beri blog yazıyorum.