Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Selanik Ruhuma Hitap Etti

  Tüm gece otobüs yolculuğu sonrası öğle saatlerinde vardık Selanik'e, şehirde sanki bizim gibi yorgun, boyası dökük, büyük balkonlu evleri, grafitileri, kapanmış işyerleri... 2008 krizinden sonra tamamen toparlanamadı Yunanistan dedi rehber.   Selanik, MÖ 315 yılında Makedon Kralı Cassender tarafından savaşta kazandığı galibiyet sonucu kurulmuş, İsmini ise Kral Cassender’in eşi ve Büyük İskender’in üvey kız kardeşi Thessaloniki’den almış. Çok eski ve önemli bir kent.  Roma İmparatorluğu’nun egemenliğini, Ortodoks savaşlarını, Venedik ve Slav kuşatmalarını, Haçlı Seferleri, Osmanlı egemenliği, Balkan savaşlarını yaşamış bir kent. Ayrıca ikinci dünya savaşında özellikle Yahudi nüfusu büyük badireler atlatmış. Tüm bu tarih taşlarından, sokaklarında  yansıyor sanki. Görmüş geçirmiş kentin enerjisi de insanı büyülüyor.   Angelopoulos filmleri geldi aklıma.    Önce Atatürk'ün evine gittik. Küçük güzel bir müze ama sanki sanal gerçeklik, görsel medya vs. kullanılarak daha etkileyici
En son yayınlar

Barış Manço Evi

Kadıköy denilince Moda, Moda denilince Barış Manço gelir akla. Kadıköy Belediyesi “Bir insan en son ne zaman bahsedilmekten vazgeçilirse, o zaman ölmüş sayılır.” diyen Barış Manço’nun yaşadığı, eserlerini ürettiği evi yenileyerek bir müze-ev haline dönüştürmüş. .  Ne zamandır gitmek istiyordum. Sevgili hocamız Jale Sancak ile yağmurlu bir cumartesi gittik, gezgin atölye olarak bir çok yazacak öykü toplayarak dolaştık bu mekanda.  Barış Manço 1 Ocak 1943'de İstanbul´da dünyaya geldi. Sahne ile ilk tanışması 1958 senesinde  Galatasaray  Lisesi´nde öğrenciyken oldu. Galatasaray Lisesi´ni tamamlamasının ardında yüksek öğrenimini bitirmek için Belçika´daki 'Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi´ne gitti. Kurtalan Ekspres grubunu kurduktan sonra bu grup ile birlikte Türkiye´de ve yurtdışında pek çok ülkede konserler verdi. 200´den fazla beste yaptı ve bunlar sayesinde 12 altın ve 1 platin albüm kazandı. Ayrıca yapmış olduğu bu besteler Arapça, Farsça, Japonca, İngilizce ve Fransızca  gib

Cendere Kültür Merkezi - Havaray bozulursa

  Instagramda resimlerini görüp gitmeye niyet ettik ama nerede onu çözemedik uzun süre sonra Vadim İstanbul'un karşısında olduğunu öğrendik. Marmaray'la Bakırköy - Yenikapı yapıp, oradan metroda binip Sanayi sitesin'de indik. Ben daha önce Vadim İstanbul'a gittiğimden yolları az çok biliyorum ama arkadaşlar ilk kez geliyordu.  Seyrantepe metrosuna geçtik oradanda havaray'a bindik. Hem eğlenceli hem de rahat bir yolculukla Vadim İstanbul'a geldik.  AVM'yi gezdikten sonra Cendere Kültür Merkezine nasıl gidilir diye soruyorum, kimse bilmiyor... Mağazalarda çalışanlara sordum genelde, sonunda Siemens'te çalışan bir çocuk su müzesi mi dedi, evet o diye heyecanla yanıtladım  AVM'nin karşısında dedi, hangi kapıdan çıkacağız, nerede? Derken mantık yürüterek bir kapıdan çıktık, biraz dolandık o sırada karşıda resimlerini gördüğüm binayı tanıdık.  Ne kadar küçük... Sıkışmış gibi çevresinin devasa binalarına... Karşıya geçip içine girdiğim de o sıkışmışlık duyg

Hiç - Suat Derviş

    “Hiç” adlı romanda, bir genç kızın tesadüflerle başlayan ilk aşkına rastlanılır. Başkarakter Seza’nın sadece görerek, uzaktan sevmesiyle filizlenen aşkı, onun fiziksel özellikleri öteleyerek ruhsal yalnızlığına bir son verme çabası içinde olduğunu gösterir. “ Onu kim olduğunu bilmeden, hatta sesinin ahengini duymadan, ismini öğrenmeden tıpkı bir resim sever gibi sevmişti. Onu tanılan, bilinen yakınlığı ve sevgisi tadılmış erkek gibi değil, uzak ve esrarlı bir varlık olan bir (…) gibi ona hayran olarak, onu herkesin ve kendisinin fevkınde görerek sevmişti. Onunla bir kere konuşmayı ümit etmeden, ellerini onun ellerine bırakmayı bir kere istemeden uzaktan uzağa onu sevmekte sonsuz bir zevk kolay kolay erişilmez bir heyecan bulmuştu …” (Hiç, s.34)  Seza için olumlanan bir değer olan aşk, “ gerektiğinde kişiyi diğerlerinden ayıran, gerektiğinde ise diğerleri ile arasındaki duvarları yıkan birleştirici bir güçtür. Sevgi insanın yalnızlık sorununu yenmesine yardım eder(ken)”  aynı zama

Bir Son Duygusu - Julian Barnes

  “Tarih, zafer kazananların yalanlarıdır.”  “Yenilenlerin öz yanılsamalarıdır.”   “Tarih, belleğin kusurlarının, belgelemenin yetersizlikleriyle buluştuğu noktada üretilen kesinliktir.” İngiliz yazar Barnes’a 2011 Man Booker Ödülü’nü getiren  Bir Son Duygusu , tarih, zaman, bellek üzerine düşünen bir roman. Tarihi, kişisel tarih; zamanı, insani bir geçişlilik duygusu üzerinden; belleği aklın eklemeleri ve çıkarmalarıyla beraber değerlendiren bir roman.  Tony Webster adında emekli bir adam tarafından anlatılan öykü, Tony'nin okuldayken Adrian Finn adında genç bir adamla olan arkadaşlığına ve sonunda onları parçalayan olaylara odaklanıyor. Geçmiş, Tony'yi yakaladığında, kendisinin ve arkadaşlarının hayatta izlediği yollarla yüzleşmek zorunda kalır. Ölüm, pişmanlık ve anımsama gibi temaları araştıran Bir Son Duygusu  alışılmadık anlatımıyla dikkat çekiyor: Her iki bölüm de Tony tarafından anlatılıyor, ancak Tony'nin Adrian'la gençlik yılları ile alacakaranlık yıllarında g